Yok abi, bu Kraken dedikleri boş değilmiş. Ben öylesine Slotter’da bir açayım dedim oyunu, meğerse altına açılan kapının şifresiymiş. Release the Kraken, ilk başta mistik bir hava veriyor ama sonra bir bakıyorsun; çarpanlı wild’lar, gizli sandıklar, freespin’ler… bir şeyler dönüyor işte.
Oyun başladığında o dev ahtapotun kolları seni direkt sarıyor. Makaralarda pat diye beliren wild’lar bazen x2 bazen x4 ile geliyor. Eline geçen çarpanla bir bakmışsın normal kazancın üç katı olmuş. Hele o “Pick Me” bonusu var ya… Sandıklardan birini seçiyorsun, altında freespin sayısı ya da direkt kazanç yatıyor. Heyecan tavan.
Slotter’ın akıcılığı sayesinde, bu animasyonlar resmen film gibi. Ne donuyor, ne de ritim bozuluyor. Her seçimde içinden “Ulan keşke şu sandığı seçseydim” demiyorsun. Çünkü sunum kalitesi sayesinde, sonuç ne olursa olsun gülüyorsun.
3 tane scatter geldi mi, hadi geçmiş olsun. Açılıyor freespin ekranı. Orada da yine sandıklar, yine seçim. Bu sefer hangi çarpanla kaç spin alacaksın, onu belirliyorsun. Risk mi alırsın, garantici mi olursun? Seçim senin.
Ve oyun başlıyor. Kraken, wild’ları sağdan soldan fırlatıyor. Kazançlar patlıyor. Hele bir de çarpan denk geldi mi, o kazanç ekranı gözleri kamaştırıyor. Slotter bu konuda gerçekten işin ustası. Tüm efektler, sesler, animasyonlar tam kıvamında.
Release the Kraken, sadece bir slot değil. Macera, gerilim, eğlence hepsi bir arada. Slotter’da bu oyunu oynarken zaman su gibi akıyor. Hele ki biraz şanslıysan, Kraken sana eli açık davranıyor.
Bu oyunun en güzel yanı, sıkmaması. Her spinde farklı bir heyecan, her seçimde farklı bir ihtimal. Monotonluk yok, aksiyon hep var. Slotter farkıyla bu aksiyon bir de kaliteli olunca, işte tadından yenmiyor.
Hayatta bazen yüzeye çıkmak için en dibe inmek gerekir. Release the Kraken, seni o derinliklere götürüyor ama eli boş göndermiyor.
Slotter’da her spin, belki de altınla dolu bir sandığın anahtarıdır. Bir dene, belki de Kraken’in kolu sana uzanıyordur.
Bazı oyunlar var, adı bile yüzünde gülümseme yapar. Sweet Bonanza da öyle işte. İsmi duyduğunda…
Yani şimdi şöyle... Gates of Olympus’a ilk girdiğinde bir ciddiyet çöküyor üstüne. O Zeus var…
Şimdi bak... The Dog House Megaways dediğimizde akla ilk gelen şey ne olabilir? Köpekler, kulübeler,…
Şimdi şöyle bir durum var... Starlight Princess deyince akla hemen pembe saçlı, yıldızlı bir anime…
Yani baklava deyince insanın aklına ilk önce bayram sabahı gelir. Tepsiyle ikram, cevizli mi fıstıklı…
Şimdi şu Athena var ya... öyle sıradan tanrıçaya benzemez. Bilgelik diyorlar ama bu oyunda bildiğin…